Kimi zaman yaşadıklarınızın ardından hayatta bazı şeylere karşı yüz çevirebiliyoruz. Hatta, o zamana kadar birçok şeyi de imkansız olarak görebiliyoruz. Ama zamanın oynadığı oyunun içinde hiç fark etmeden yaptıklarına kapılıyoruz. Dönüp baktığınız zaman, birisinin gülmesinden bile mutlu olduğunuzu görüyorsunuz. Bunun ne anlama geldiğini, ya da gelebileceğini de biliyorsunuz. Ama o kadar düşünceden sonra, bunu hissettiğinizi gördüğünüz zaman o duygudan vazgeçmek istemezsiniz. O kişinin yüzünde gülümsemeyi bilmek, güldüğünü bilmek hiç fark etmeden mutlu olmanızı da sağlıyor. Aslında o an, gülmenin dışında bu durumun hoşuna gittiğini de anlıyorsunuz.
Ve kurduğunuz bu döngüyü kırıyorsunuz;
“Birine karşı bir şey hissetmekten çekinmek, yaşanan şeylerin ardından kendinizi sevmeye, sevgiyle bütünleşmiş şeylere kapamanın acısı kötü olabiliyor. Sizi sevdiğinizi düşündüğünüz birinin hayatınızda olması, ama sevmek isteyip sevememenin üstüne onun gerçekten sevip sevmediğine inanamamak da bu durumu tetikliyor. ” bkz: love-and-war
Ama sadece bir kişinin gülümsemesi, tüm düşüncenizi, içinizde olan tüm soğukluğu eritir. Öyle bir durum içinde olursunuz ki, gülmesini görmek değil; duymak bile yeterli durumda olur. İçinde olan sevgiyi hissettirmek istersin. Aranızdaki en güzel bağlardan birisi olacağını da bilirsin ve ruhun fark etmeden bu duruma göre yontar kendisini. Ruhun, tanımadığı bir ruhu kendisine seçmiştir sorgusuz sualsiz. Beden ve kalbe düşen tek görevde ruhun seçimini devam ettirmek olur. Vücudunda olan biten her şeyi gördüğün zaman, artık yüzündeki gülümsemenin nedenini gerçekten biliyor olursun. Gülen insanın, güldüğünü bilmek, onu düşünmek ve güldüğünü hatırlamak da her şeyi hatırlatır.
Her güzel şey bir yana, şu an hissettikleriniz ile bir şeylerin eksilebileceği korkusunu da hissedebilirsiniz. Hissetmeye başladığınız her güzel duygunun başındayken, bunların bitişini de düşünürsünüz. İnsanoğlu değil mi işte, iyinin yanında bir kötü yaratmadan durmuyor. Aslında, o kötüyü hiç çağrıştırmasa belki de birçok şey değişecek hayatında. Ama bunu fark edebiliyor mu? Pek de belli olan bir durum değil. Neyi ne kadar düşünürsek onun olmasını o kadar da sağlarız. İstediğimiz bir durumun içindeyken, bundan dolayı olabildiğince en güzel durumu düşünmek kendimiz için yaptığımız en güzel iyiliklerden birisi olabilir.
Birisine bir şey hissettirmekten daha güzel bir şey varsa o da var olan sevginin iki kişi tarafından da hissedilmesi ve bir olan o ortak noktayı bulmaktır. Ve daha birçok şey…