Sevgi nedir? Sevgiyi gerçekten hissetmek nedir? Kimine göre sevgi “ilgi göstermeye yönelten duygu, ilgi ve bağlılık gösterme, hayranlık, tutku” bu durumun birçok pencereye açılan tanımları olabilir. Sevgi, hissettiğiniz her şeyin dışında sevdiğiniz şeyin her anı, her kıvrımı, soyut somut, dokunup dokuna bilemediğiniz her şeyi kapsar. Sevdiğiniz şeye karşı yeri geldiğinde hissettiğiniz şeylerin arşa çıktığı, o duyguları yoğun şekilde fark etmeniz, hayatınıza dair bir iz bırakacak duruma gelmesi. Var olsun ya da olmasın.
Birine karşı bir şey hissetmekten çekinmek, yaşanan şeylerin ardından kendinizi sevmeye, sevgiyle bütünleşmiş şeylere kapamanın acısı kötü olabiliyor. Sizi sevdiğinizi düşündüğünüz birinin hayatınızda olması, ama sevmek isteyip sevememenin üstüne onun gerçekten sevip sevmediğine inanamamak da bu durumu tetikliyor. Belki de bir süre sonra bu konu hakkında paranoyak duruma geliyorsunuz. Düşündüğünüz şeyler, düşünmeye devam ettikçe daha da artıyor. Bunun sonunda aslında olamayacağını ve o an duyduğunuz, en azından size ters gelen bir cümlenin ardından içinizdeki duygudan, sevmeyi istemekten vazgeçiyorsunuz. Ne kadar istemeye devam eden bir yanınız olsa da.
Sevmek sadece basit bir duygudan ibaret olarak gözükse bile, sevdiğiniz kişiyi tanımak, onu anlayabilmek, yeri geldiğinde onun gibi düşünebilmek, onun gibi cevap vermeyi de gerektirir. Empati kurmanın büyük bir rolü var. Aşk ve Sevgi, iki farklı bir boyut. Sevgi bir kişiye karşı olana bağlılık, ilgi olarak gözükürken Aşk ise hormonal olarak yaşanan geçici bir hayranlık olarak açıklanıyor. Aşık olan kişi aradığı kriterleri bulamadığında, seven kişi yeri geldiğinde olamayacağını bildiği için uzaklaşır. Hayatın döngüsünde de olduğu gibi, hayatımıza aldığımız insanları bir süreliğine yetişmesi bizimle aynı yolda olması için alıyoruz. O süreçte öğrendiklerimiz, gördüklerimiz hepimiz için birer bir anı. İleride zamanı geldiğinde dönüp bakabileceğimiz, gerekirse kendimize ders alabileceğimiz bir an olarak kalıyor. Birçoğumuz hayatımızın bir bölümünde de olsa sevgiye direndiğimizden kendimizi sorumlu görmeyiz. Kiminin anıları, sevmeyi bırakması için büyük bir neden.
Sevgiyi gerçekten hissetmek, çevrene de hissettirebilmektir. Ağaçlar, kediler, köpekler, canlı cansız her şeye. Kalbin saf sevgiyle kaplandığında, yüzündeki berraklık çevrende olan her şeye yayılır ve enerjisi evrene ulaşır. Yeter ki doğru bir şekilde sevebilelim. Sevgiyi nefrete, öfkeye ya da kötü herhangi bir duyguya çevirmek bizim elimizde. Sevmediğiniz kişiden nefret edemezsiniz. Nefretin geçtiği gün ya nötr olursunuz, ya da gerçekten bir duygu beslersiniz. Birisine karşı olan sevginiz nefrete dönüşüp, ardından nötrleştiyse o kişi sizin hayatınızdan çıkmış ve sizin için bitmiş demektir.