Güzel şeyleri kendimde toplamayı gerçekten severim. 31 Ekim bildiğiniz üzere Cadılar Bayramı. Böyle bir günde doğmuş olmak beni sevindiriyor. Üstelik küçükken annemin bana kuğu cadısı demesine bakarsak. O günün anlamını öğrendikten sonra içimde her vakit olan doğa sevgisinin nereden geldiğini bulmuş gibi hissetmiştim artık. Parçalar yerine oturmaya başladığı zaman kendimi bulmaya başladım. Doğum günüm olmasından ziyade cadılar bayramı olması benim için önemli. ” Samhain(cadılar bayramı) kelimesinin kökeni Eski İrlandaca sam (yaz) ve fuin (son) sözcüklerine dayanır.” Şu açıklamanın güzelliği nasılda Sonbaharı temsil ediyor aslında, değil mi? En sevdiğim mevsim ve detayı içeren günde doğmak benim için bir gurur. O günün yaydığı enerji insana farklı şeyler hissettirdiği kesin.
Hayatımın çoğu zamanında, bilgisayar başında oyun oynayarak geçirdim. Bunun bana kattığı eksi yönleri olsa bile çoğunlukla artı yönleri de oldu. Tanıyamayacağım kadar çok insan tanıdım, tanıdığım kişilerin sorunlarını, sıkıntılarını dinleyerek hem kendime ders çıkardım hem de onlara fikir vererek yardımcı oldum. Zaman geçtikçe kendimi biraz daha fark ettim, cadılığa ve şamanlığa olan ilgim arttı. Benim için sihrin başladığı zamanlardan birisi de bu aydınlığı yaşadığım vakit oldu. Yaşadığım olayların, onlardan aldığım derslerin bana çok fazla yön verdiğine inanıyorum. Hissettiğim şeyleri kimi zaman yazıya, kimi zaman da çizim yaparak döktüm. Ama yazı yazmak için özellikle bir duygu içine girmeyi gerekli görmüyorum. Doğada olan çok basit bir olay bile beni yazı yazmaya itebiliyor. Sadece içimden gelmesi yeterli.